sivil toplum kuruluşları ve i̇ş kazaları

21 Nisan 2021

Sivil Toplum Kuruluşları ve İş Kazaları

Dernekler, çalışmalarının mevzuata uygun bir şekilde yürütülmesini sağlarken yalnızca dernekler mevzuatında düzenlenen yükümlülüklerini değil, derneğin faaliyetleri gereği tabii olduğu diğer mevzuatlarda düzenlenen yükümlülüklerini de yerine getirmelidir. Dernekler gönüllülük esasıyla çalışmalar yürüten kuruluşlardır. Bununla birlikte gönüllülük esasıyla hizmet verilme imkânı bulunmayan veya tercih edilmeyen alanlarda ücretli personel istihdam edebilmektedirler. Bu hallerde dernekler, 4857 sayılı İş Kanunu (“İK”) kapsamında işveren olarak kabul edilmektedirler. İşveren sıfatına sahip dernekler, çalışanlarının iş kazasına maruz kalmaları halinde sorumlu tutulacaklardır.

 

İş Kazası Nedir?

İş kazası, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda (“Kanun”) sınırlı olarak sayılan haller kapsamında tanımlanmıştır. Buna göre:

  • Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada; 
  • İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle;
  • Sigortalının, görevli olduğu işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda;
  • Hizmet akdi ile çalışan emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda; veya
  • Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında 

meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hale getiren olaylar iş kazası olarak değerlendirilir.

Örneğin:

  • Merkez ofiste istihdam edilen bir çalışanın işe gelmesi sırasında servisteyken kaza yapılması;
  • Dernek merkezinde çalışırken merdivenden düşmesi, sıcak su dökülmesi, elektrik çarpması veya kalp krizi gibi bir rahatsızlık yaşaması;
  • Saha faaliyetleri sırasında darp edilmesi, ıslak zeminde kayarak düşmesi veya hastalanması;

iş kazası olarak değerlendirilecektir.

 

İş Kazasına Karşı Önlemler

Dernekler faaliyetleri sırasında iş kazası meydana gelmemesi için gerekli önlemleri almakla mükelleftir. İşyerindeki mesleki risk faktörlerinin azaltılmasına dair yükümlülükler ve bu kapsamda alınması gereken önlemler İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda (“İSGK”) düzenlenmiştir. Önlemlerin bir kısmı işyerinin tehlike sınıfına göre farklılık gösterirken bazı önlemlerin tüm işyerleri tarafından alınması gereklidir. Bu önlemlerin alınması bakımından sorumluluk, Türk Medeni Kanunu ve Dernekler Kanunu uyarınca derneklerin yönetim kurulundadır.  Derneklerin İSGK kapsamında sorumluluklarını ele aldığımız yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.

İş kazası sonrasında işveren tarafından atılması gereken adımları derlediğimiz yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.

 

İşverenin Kusur Derecesi Önemli Mi?

Kanun’da yapılan kapsamında sigortalının maruz kaldığı olayda işverenin kusurlu olup olmadığı, olayın iş kazası olarak değerlendirilmesinde bir etken değildir. İşveren tüm önlemleri almış olsa da meydana gelen iş kazasından sorumlu olacaktır. İşverenin aldığı önlemler, iş kazası sonucu çalışan (veya yakınları) tarafından talep edilebilecek tazminat tutarları ve işverenin yetkilileri hakkında uygulanacak cezai yaptırımların kapsamını etkileyecektir.

İş kazalarının önlenmesi için öngörülen yasal önlemler alınmaz ise, sivil toplum kuruluşu ve yetkililerinin kusur derecesi, dolayısıyla tabi olacakları yaptırımlar artacaktır.

 

Gönüllüler ve İş Kazası

Kanunda iş kazası tanımını yapılırken kazaya uğrayanlar bakımından kapsam daraltılmış ve yalnızca sigortalı çalışanın maruz kaldığı kazaları iş kazası olarak değerlendirilmiştir. Mevzuat, gönüllülerin STK faaliyetleri sırasında maruz kaldıkları kazalarla ilgili düzenleme yapmamıştır. Bununla beraber, dernek yönetimi, gönüllülerin dernek faaliyetlerini yürüttükleri sırada maruz kaldıkları kazalardan da sorumlu tutulabilir.

 

Sonuç

STK’lar, çalışanları bakımından işveren sıfatına sahip olduklarından iş sağlığı ve güvenliğine dair gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Bununla beraber, Kanun’da sayılı hallerin STK çalışanının başına gelmesi durumunda da iş kazası söz konusu olacaktır. Gerek iş kazası sonrası atılması gereken adımlardan gerekse iş sağlığı ve güvenliğine dair alınması gereken önlemlerden STK yönetim kurulu sorumludur. Yurtdışı merkezli STK’ların Türkiye’de faaliyet gösteren şube, temsilcilik veya doğrudan faaliyet ofislerinde ise sorumluluk ilgili birim için atanan temsilcide olacaktır.

İş sağlığı ve güvenliğine dair veya iş kazasına dair yükümlülüklerin yerine getirilmemesi idari yaptırımlarla beraber ceza yargılamasına da konu olabilir. Bu yaptırımlar; idari para cezası, işyerindeki çalışmanın durdurulması veya ilgili kazadaki sorumlulukları nedeniyle işveren veya işveren vekillerine hapis cezası verilmesi şeklinde uygulanabilmektedir.

   

E-Bülten'e Hemen Kayıt Olun

E-bülten gönderimlerimize üye olmak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.