i̇şyerinde psikolojik tacizin bilinirliği ve etkileri

23 Mart 2020

İşyerinde Psikolojik Tacizin Bilinirliği ve Etkileri

İşyerinde psikolojik taciz sorununun kapsamını anlamak için, bireysel ve kurumsal düzeyde etkisi hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Psikolojik tacizin özel ya da kamu her türlü işyerinde olması mümkün olup, herhangi bir çalışan da psikolojik taciz mağduru olabilir. Psikolojik taciz, ilk önce etkilerini çalışanların beden ve ruh sağlığı üzerinde gösterse de etki alanı sadece bireyler ile sınırlı değildir. Bireylere uygulanan bu tür baskılar, işyeri kültürünü zehirlemekte ve iş gücünün çalışma verimliliğini düşürmektedir. Dolayısıyla psikolojik taciz, yalnızca bireysel açısından incelenecek bir konu değildir, insan kaynakları maliyetlerini arttıran ve milli ekonomi üzerinde de önemli sonuçlar doğurabilecek bir sorundur.

 

Bireysel Düzeyde Psikolojik Taciz

Çalışanlar, psikolojik tacizin mağduru olduklarını hemen anlayamayabilirler ancak etkileri nispeten hızlı bir şekilde ve doğrudan hayatlarının birçok alanına nüfuz edebilir. Bu tür davranışlar, maruz kalanlar üzerinde farklı etkiler gösterse de işyerinde psikolojik tacizin bunalım ve kalp – damar rahatsızlıkları gibi ciddi rahatsızlıklara neden olabileceği yönünde genel bir kanaat bulunmaktadır. Birçok yabancı ülke ve Türkiye’de psikolojik tacize ilişkin yargı kararlarında, işyerinde psikolojik tacizin sonucunda mağdurların uyku, yemek ve stres bozuklukları yaşadıkları ve bunların klinik düzeyde tedavi gerektiren rahatsızlıklar olduğu tespit edilmiştir. Diğer yandan, mağdurların aile ve diğer sosyal çevrelerinde ilişkilerin tahrip olduğu da gözlemlenmiştir.


Maalesef, işyerinde psikolojik tacizin etkileri hakkında sayısal veriler sunan araştırmalar bugün itibariyle sınırlıdır.

 

Kurumsal bir Sorun Olarak İşyerinde Psikolojik Taciz

Psikolojik taciz vakıalarının işyerinde tek bir mağdura hasredilmesi oldukça nadirdir. Mobbing ile Mücadele Derneği verileri uyarınca, psikolojik tacize uğrayanların yüzde 87’si işyerinde başkalarının da benzer davranışlara maruz kaldığını beyan etmektedir. Bu bağlamda psikolojik taciz, işyerinde genel kabul görmüş bir uygulama olabilmekte ve bu haliyle işletmede ve ülke genelinde olumsuzluklara neden olabilmektedir.


Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından yayınlanan bir rapora göre, 2007’de Fransa’da yalnızca iş stresine bağlı olan maliyetlerin yaklaşık €1.9 ila € 3 milyar arasında olduğu; bunun sağlık hizmetlerine ilişkin maliyetler (€ 124– 199 milyon), işe gitmeme, mazeretli olma durumlarına ilişkin maliyetler (€ 826–1,284 milyon), faaliyet kaybı maliyetleri (€ 756–1,235 milyon) ve erken ölüme bağlı üretim kaybı maliyetleri (€ 166–279 milyon) de dâhil edilmiştir.


Bununla beraber, işletmeler yüksek personel hareket maliyeti, düşük verimli çalışma, uzmanlık kaybı ve belki de en önemlisi yaratıcı, yüksek motivasyonlu personeli barındıran bir kurum kültürü gelişememesi gibi konulardan ötürü önemli zararlara uğramaktadır. Mobbing ile Mücadele Derneği verileri uyarınca, psikolojik tacize uğrayan çalışanların yaklaşık yüzde 7’si istifa etmekte, yüzde 15’i transfer talep etmektedir.

 

Sorunla Yüzleşmek

Psikolojik tacizin, iş ilişkisindeki tüm paydaşlar bakımından kalıcı etkisi olmasına rağmen, maalesef kurumsal ve bireysel düzeyde yaygın bilinçlendirme ve mücadele atılımları göremiyoruz. Peryön Türkiye İnsan Yönetimi Derneği ve Towers Watson tarafından 2013 Haziran’da 148 şirketin katılımı ile yapılan araştırmaya göre işverenlerin yüzde 15’inin çalışanlarına psikolojik taciz karşısında ne yapmaları gerektiği konusunda eğitildiğini göstermektedir. Aynı araştırma kapsamında işverenlerin takribi yüzde 15’i çalışanların bu konuda bir farkındalığı olduğunu düşünüyor.


İlgili veriler, işyerinde psikolojik tacizin ne olduğu konusunda kaynak yaratmak ve bunları kurumlar ve çalışanlar düzeyinde erişilebilir yapmanın bir öncelik olması gerektiğini göstermektedir.

E-Bülten'e Hemen Kayıt Olun

E-bülten gönderimlerimize üye olmak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.