11 Aralık 2023
İş ilişkisi çerçevesinde, işverenin çalışanın gözetme borcu bulunmaktadır. Bu borç, işçinin işten kaynaklanan tehlikelere karşı korunmasını da kapsamaktadır. Diğer bir anlatımla işveren, iş güvenliğini bilerek veya bilmeyerek tehlikeye atan işçiyi ve diğer tüm işçileri korumak ile yükümlüdür.
İş ilişkisi çerçevesinde de işçinin sadakat borcu bulunmaktadır. Bu borç kapsamında işçinin işi ve işyeri ile ilgili hukuken haklı menfaatlerini korumak, zarar verici ve risk altına sokabilecek davranışlardan kaçınmak zorundadır olup bunun bir parçası olarak iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili her türlü önleme uymak zorundadır.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin II. fıkrasında, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlarla benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Bu düzenlemenin (ı) bendinde, "işçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi" halinin işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir.
İlgili hükmün uygulanması için işçinin iş güvenliği önlemlerine kusurlu olarak aykırı davranması ve bunun sonucu olarak iş güvenliğinin tehlikeye düşürülmesi gerekir. İşçinin bu konuda uyarılması şart değildir.
- İşçinin İş Sağlığı ve Güvenliğini Tehlikeye Düşürmesi İşveren Açısından İş Akdinin Haklı Nedenle Feshi Sebebini Oluşturur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 417/II, maddesi uyarınca “… işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür”. 6331 sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği 19/1 maddesinde çalışanların yükümlülükleri düzenlenmiştir. Bu kapsamda çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür.
- İşçinin İş Güvenliğini Tehlikeye Düşürmesi Gerekir.
İşverenin fesih hakkını kullanması için herhangi bir zararın doğması şartı aranmamaktadır. İşçinin, iş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye düşürecek herhangi bir davranışta bulunması, İş Kanunu m. 25/II-ı uyarınca işverenin fesih hakkını doğacaktır.
Bu davranışlara örnek vermek gerekirse; yanıcı ve patlayıcı maddelerin bulunduğu iş yerinde yasak olmasına rağmen sigara içilmesi (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 21.12.2009 tarihli ve 2009/12861 Esas, 2009/36369 Karar sayılı kararı) güvenlik hizmeti veren bekçinin görev esnasında uyuması veya görev yerini terk etmesi (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 4.11.2008 tarihli ve 2007/30651 Esas, 2008/30368 Karar sayılı kararı) vb. şeklinde örneklendirilebilir.
Ancak her olay ve tehlike yaratan davranış şartlarına göre münhasıran değerlendirilecek olup her tehlikenin iş güvenliğini etkileyeceği ve işverene haklı fesih hakkı vereceği şeklinde bir genelleme yapılması doğru olmayacaktır. Feshin haklı nedene dayalı olup olmadığı yapılan işin niteliğine, davranışın ilk kez ya da birden fazla kez gerçekleşmiş olmasına, iş sağlığı ve güvenliğinin tehlikeye düşüp düşmediğine göre somut olay özerinde değerlendirilmek suretiyle belirlenmelidir.
- Tehlike İşçinin Kusurlu Bir Davranışının Sonucu Doğmalıdır.
İş Kanunu m. 25/II-ı’da ifade edildiği üzere ‘işçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden’ işin güvenliğini tehlikeye düşürmesinden bahsedilmiştir. Dolayısıyla işverene haklı nedenle fesih imkânı doğması için, işçinin, meydana gelen iş güvenliği tehlikesine, kusuru ile sebebiyet vermiş olması şartı aranmıştır. Burada kusur ile ifade edilen hususlar, işçinin kastı ve ihmali ile gerçekleştirdiği davranışlardır. İşçinin bu davranışı sonucunda bir zararın oluşması da aranmaz.
- İşveren Tarafından İşçinin İş Sağlığı ve Güvenliğine Aykırı Davranışının İspatı
İşçinin, iş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye düşürüp düşürmediğinin ispatı somut olay koşullarına göre değerlendirilmelidir. Genel olarak, bu hususların ispatında işverence tutulacak tutanaklar, kamera kayıtları, tanık ifadeleri ve bazı türde yazışmalar en sık kullanılan delillerdendir.