24 Mayıs 2024
Giriş
Yurt dışı çıkış yasağı, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenen ve şüpheli veya sanığın kaçmasını önlemek amacıyla uygulanan adli kontrol tedbirleri arasında yer almaktadır.
Yurtdışına çıkış yasağı tedbiri, savcılığın istemi ve sulh ceza hakiminin kararı ile soruşturmanın her aşamasında veya kovuşturmanın görüldüğü mahkeme tarafından verilebilir.
Yurt Dışı Çıkış Yasağı Hangi Suçlarda Karar Verilebilir?
Yurt dışı çıkış yasağı verilebilmesi için kuvvetli suç şüphesini gösteren somut deliller bulunması ve kişinin kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini yaratan somut olguların bulunması gerekmektedir.
Kanunda, bazı suç tipleri bakımından, somut delillere dayalı kuvvetli suç şüphesi varsa, tutuklama nedeninin var sayılabileceği düzenlenmiştir. Yurt dışına çıkış yasağına çoğunlukla başvurulan bu suçlardan bazıları şu şekildedir:
-
Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti
-
Kasten öldürme
-
Cinsel saldırı
-
Yağma
-
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti
-
Terör ve anayasal düzene karşı suçlar
-
Kaçakçılık suçları
Bunun yanında, şartların bulunması halinde dolandırıcılık, taksirle ölüme neden olma, taksirle yaralama ve kanunda sayılan diğer tüm suçlarda da yurt dışına çıkış yasağı kararı verilebilir.
Yurt Dışı Çıkış Yasağına İtiraz Etme Süreleri ve Dayanakları
Yurtdışı çıkış yasağı kararına karşı, ilgilileri, kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren merciye itirazda bulunabilir. Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan merciye gönderir. Bu merci, soruşturma ve kovuşturma evresinde farklılık göstermektedir. İnceleme merciinin itiraz üzerine verdiği karar kesindir. Ancak yurt dışı çıkış yasağının kaldırılması, yasağı koyan merciden her zaman talep edilebilir.
Sonuç
Yurt dışı çıkış yasağına, ancak yasal şartların varlığı halinde ve mahkeme ya da hakimin kararıyla başvurulabilir. Yurt dışı çıkış yasağı kararı verilirken, şüpheli veya sanığın kaçma şüphesi, delilleri karartma şüphesi, tanık veya bilirkişileri tehdit veya yıldırma şüphesi ve suçu tekrarlama ihtimalinin olması gibi faktörler göz önünde bulundurulur.